Serinin son yazısına geldik. Olayların sonu hüzünlü bitiyor ve Franco denen mel'un, seçimle iktidara gelen Cumhuriyetçileri ve Sosyalistleri yeniyor. Olayları zaman çizelgesi halinde özetleyeyim.
17 Mayıs 1902
Alfonso XIII daha on altı yaşındayken tacını giyerek İspanya kralı olarak. Bu genç ve deneyimsiz kral güç zehirlenmesi yaşayrak ha bire parlamentonun işlerine müdahale eder. Bu durum siyasi istikrarsızlığa neden olur, öyle ki 1902 ile 1923 yılları arasında İspanya'da 33 hükümet kurulur. Yani neredeyse yılda 3-4 hükümet değişikliği demektir bu.
22 Temmuz 1921
Abdülkerim liderliğindeki Berberi orduları, Fas'ın Anwal kentindeki İspanyol garnizonuna saldırır ve onları bozguna uğratır. Bu durum Rif Savaşı'nın başlamasına neden olur. Serinin ikinci yazısında bu konuya uzun uzun değindim ve Miguel Primo de Rivera, José Millán Astray ve Francisco de Franco gibi isimlerin bu savaşı kazanarak nasıl popüler hale geldiklerini anlattım.
13 Eylül 1923
Rif Savaşının öne çıkan isimlerinden olan General Miguel Primo de Rivera parlamenter hükümeti deviren bir darbe düzenler. Kral Alfonso'nun desteğini de alarak bir diktatörlük kurar.
28 Ocak 1930
Büyük buhran dünya ekonomisinin anasını ağlatmaktadır, İspanya bir istisna değildir. Tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur söylemini doğrularcasına bu ekonomik buhran Alfonso Primo de Rivera'yı istifaya zorlar. Primo istifa ettikten sonra İspanya'yı terk ederek Fransa'ya yerleşir ama çok yaşayamaz iki ay içinde doğal nedenlerle ölüverir.
12 Nisan 1931
Cumhuriyetçi ve Sosyalist adaylar belediye seçimlerinde ezici bir zafer kazanır. Alfonso'nun tahttan inmesini talep ederler, ordu zor durumda kalarak kraldan desteği çeker. Şiddetli bir ayaklanma ihtimaliyle karşı karşıya kalan Alfonso ülkeden kaçar.
29 Ekim 1933
Fransa'da ölen Primo'nun oğlu José Antonio Primo de Rivera, Falange Española (İspanyol Falanjistleri) hareketini kurar. Hareketin amacı Cumhuriyetçi iktidarı devirmektir. Hareket büyük ölçüde İtalyan faşizminden beslenir ve başlangıçta çok az halk desteği alır. İlk yıllarında hayatta kalabilmek için büyük ölçüde Benito Mussolini'den para alır.
16 Şubat 1936
Manuel Azaña başkanlığındaki sol koalisyon genel seçimlerde Halk Cephesi adı altında İspanyol parlamentosunun çoğunluğu kazanır. Halk Cephesi iktidarının ilk dört ayında 113 genel ve 200'den fazla kısmi grev gerçekleşir, 170 kilise, 69 kulüp ve 10 gazete ateşe verilir. Bu olayları gören sağcı askeri liderler hükümeti devirme planları yapmaya başlar.
17 Temmuz 1936
Sağcı lider José Calvo Sotelo hükümete bağlı güvenlik güçleri tarafından öldürülünce sağcı askerler harekete geçer. İspanyol Fas'ında isyan başlar ve ertesi gün General Francisco Franco Kanarya Adaları'ndaki üssünden bir manifesto yayınlayarak isyanın başladığını ilan eder. Franco'nun Milliyetçi güçleri kısa sürede birçok şehri ele geçirse de Madrid'i ele geçiremez ve darbe girişimi iç savaşa dönüşür.
20 Kasım 1936
İspanyol Falanjistlerini kuran Primo de Rivera kurşuna dizilerek idam edilir.
26 Nisan 1937
Cumhuriyetçilerin elindeki Guernica şehri Nazi Uçakları tarafından bombalanır. Hermann Göring ve diğer Nazi komutanlarının, hava kuvvetlerinin güçlerini sınamak için onayladığı bu saldırıda yüzlerce sivil öldürülür. Bask şehrinin neredeyse tamamen yok edilmesi Pablo Picasso'nun Guernica adlı tablosuna ilham verir. Tablo ve Guernica hakkındaki yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
19 Haziran 1937
Bilbao iki aylık bir kuşatmanın ardından Milliyetçilerin eline geçer. Milliyetçiler Ekim ayında Bask bölgesini ele geçirmeyi tamamlamalarına rağmen, Barselona ve Madrid gibi büyük şehirleri hala kontrol altına alamamıştır. No Pasaran (Geçemeyecekler) dahil bir çok meşhur sloganın oluşmasına neden olan bir direniş vardır Barselona ve Madrid'te. Savaş sırasında her iki tarafın kullandığı propaganda afişlerini paylaştığım yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
18 Kasım 1938
Cumhuriyetçi ordu, savaş alanındaki son zafer umudunu Ebro Muharebesi'nde kaybeder. Şubat 1939'da Barselona düşer ve Fransa'ya mülteci akını başlar.
![]() |
Valle de Los Caídos |
0 yorum:
Yorum Gönder