Latincenin Hayaletleri - II (Curriculum Vitae, nam-ı diğer CV)

latincenin hayaletleri I başlığı altında bulunan latinismo* temalı yazının devamı olan bu başlıkta, yine gündelik hayatta sıklıkla karşılaştığımız bir latince bir terim, curriculum vitae, hakkında konuşacağız.

iş bulmak için hergün onlarcasını maillerimize ekleye ekleye gönderdiğimiz özgeçmiş dosyaları, sıklıkla kullanılan cv, adını bu latince terimin kısaltmasından alır. ispanyolca da dahil olmak üzere dünyanın bir çok dilinde cv olarak kullanılan bu terimin ne anlama geldiğine hızlıca bakalım.


bu yazıdan itibaren latinismo ile ilgili başlıklar için ayırt edici görsel bu olsun.

curriculum kelimesi, latince "currere" yani koşmak fiilinden türetilmiştir. bu fiil ispanyolcaya correr olarak evrilmiştir. vitae ise ispanyolcada vida olarak kullanılır ve hayat kelimesini karşılar. hayatın ve yani kariyerin bir "currere" yani yarış olduğunu daha işlerin en başından kabul ettiğimizi gösteren bir kısaltmadır bir anlamda. (ispanyolcada vida olarak kullanılan kelime, romans dillerden bir diğeri olan italyancada vita olarak kullanılmaktadır. vita denilence akla tabi ki vita yağları ve yağ bittikten sonra vita tenekelerinde yetiştirilen çiçekler gelir. vita tenekesinin içerisinde yetişen bu yeni hayatlar latincenin hayaletinin hayatımıza ne kadar da işlediğinin bir göstergesi gibidir.)



kısa bilgiler (información breve)

- bilinen ilk cv'nin 1482 yılında leonardo da vinci tarafından yazıldığı iddia edilir. bu bilgi ne kadar doğrudur ve leonardo cv'yi hangi pozisyona başvurmak için yazmıştır bilmiyorum ama da vinci'yi bile iş bulmak için cv yazmaya zorlayan hayatın bize neler yapacağını az buçuk kestirebiliyorum.

- türkçede özgeçmiş (veya genellikle kullanıldığı üzere cv) olarak ifade edilen bu kavram ingilizcede curriculums veya curricula olarak çoğullaştırılabiliyor. ispanyolcada çoğul yapılmıyor, sadece artikeli değiştirilerek çoğulluk bildiriliyor.

el curriculum vitae : özgeçmiş
los curriculum vitae: özgeçmişler


yani ispanyolcada "curricula" şeklinde çoğullaştırmaya real academia española, benim deyimimle ispanyol tdk'si, bu durumun femenino kullanım olduğunu belirterek karşı çıkıyor. ispanyolca konuşan güney amerika ülkelerinde yaygın olan currículum şeklinde, yani i harfinin üzerine vurgaç (tilde) eklenerek kullanıma da karşı çıkan rae, latincede tilde bulunmadığını ve bu yüzden günümüzde de kullanılmaması gerektiğini, latince kelimelerin tırnak içinde veya italik olarak yazılmasının yeterli olacağını belirtiyor.

- son olarak, curriculum vitae latincede ligatür kullanılarak (bu örnekte a ve e harflerinin birleşmesi sonucu) curriculum vitæ olarak yazılır.


*latinismo kelimesi ispanyolcadır ve ispanyol dilinde latincenin etkilerini belirtmek üzere kullanılmaktadır. ispanyollar bunun yanı sıra arabismo (arapça etkisi) ve anglicismo (ingilizce etkisi) terimlerini de sıklıkla kullanır. ilerleyen süreçlerde ispanyolcadaki latinismo ve anglicismo hakkında da birkaç başlık eklemeye çalışacağım. ama öncesinde latince hayaletlerinin avcılığına bir süre daha devam edeceğiz.


¡hasta luego!

Uzayan Cümleler 4

basit bir cümleyi alıp orasından burasından çekiştirerek genişlettiğimiz uzayan cümleler serisinin dördüncüsüyle birlikteyiz. bu yazıda, diğer yazılardan farklı bir çalışma yapalım istiyorum. başlamadan önce kalem kağıt alırsanız karşılıklı ilerleyebilir, kendi cümlelerimizi genişletebiliriz. aşağıya üç cümle yazacağım. bu cümlelerden birini ben seçeceğim, siz de geriye kalan iki cümleden birini seçerek atacağım adımlarda bana eşlik edebilirsiniz. her adımda nasıl bir işlem yaptığımı açıklayarak ilerleyeceğim ve size cümlenizde kullanmanız için bazı ögeler önereceğim.


1- mi hermano trabaja - kardeşim çalışıyor
2- tu amigo estudia - arkadaşın ders çalışıyor
3- su perro corre - köğeği koşuyor

ben bir numaralı cümleyi alıyorum ve ekleme işlemlerine başlıyorum. her adımda bir öge ekleyerek ilerleyeceğim ve sizden eklediğim ögeyle aynı türde bir ögeyi kendi cümlenize eklemenizi isteyeceğim. yani ben cümleye bir sıfat eklersem sizden de bir sıfat seçip eklemenizi isteyeceğim.

adım 1:

mi hermano trabaja en el hospital - kardeşim hastanede çalışıyor

birinci adımda bir sustantivo yani isim seçtim ve seçtiğim bu ismi cümleye yer edatlarından "en" ile bağlayarak kardeşimin nerede çalıştığını bildirdim. şimdi sıra sizde. iki numaralı cümleyi seçtiğinizi varsayarak "arkadaşın x'te ders çalışıyor" anlamı sağlayacak şekilde bir cümle kurun. mesela arkadaşın kütüphanede ders çalışıyor veya arkadaşın evde ders çalışıyor gibi bir cümle kurun. cümleyi tamamladıktan sonra ikinci adıma geçebilirsiniz.

adım 2: 

mi hermano trabaja ocho horas en el hospital - kardeşim hastanede sekiz saat çalışıyor.

bu adımda kardeşimin ne kadar süre boyunca çalıştığını, mesaisinin ne kadar sürdüğünü belirtmek için "ocho horas", yani "sekiz saat" öbeğini ekledim. bu adımı atarken bazı arkadaşların kafasında "bu ocho horas öbeğini illa araya mı eklemeliyim, sondan ekleye ekleye gidemez miyim?" sorusu belirmiş olabilir. sona da ekleyebilirsiniz bu bir soruna neden olmayacaktır. isteseydim bu cümleyi mi hermano trabaja en el hospital ocho horas" şeklinde de söylesem bir sorun olmazdı. yine ikinci cümleyi seçtiğinizi varsayarak "arkadaşı kütüphanede x süre ders çalışıyor" gibi bir cümle kurabilirsiniz. cümleye çeşitlilik katmak ve benim yaptığım değişikliklere çok da benzemeyen değişiklikler yapmak isterseniz alternatif kelimeler kullanabilirsiniz.

durante: boyunca
más o menos: aşağı yukarı
.

adım 3:

mi hermano trabaja ocho horas en el hospital para ganar dinero- kardeşim para kazanmak için hastanede sekiz saat çalışıyor

bu noktada kullandığım "para-için" edatını kullanarak cümleye bir nedensellik ekledim. kardeşimin sekiz saat boyunca hastanede çalışmasının altında yatan motivasyonu açıkladım. bu adımda lütfen edatı sabit tutalım ve "para" edatı + mastar fiille cümleyi uzatalım. örnek olarak "arkadaşı, sınavı geçmek için kütüphanede iki saat boyunca ders çalışıyor" gibi bir cümle denenebilir.

adım 4: 

mi hermano trabaja cada día ocho horas en hospital para ganar dinero - kardeşim para kazanmak iççin hergün sekiz saat hastanede çalışıyor

dördüncü ve son adımda kardeşimin çalışma eylemini yapma sıklığını belirtmek için hergün anlamına gelen "cada día" öbeğini ekledim. bu adımda siz isterseniz aşağıdaki öbekleri kullanabilir veya kendi öbeklerinizi oluşturabilirsiniz.

los lunes: pazartesileri
los fines de semana: hafta sonları
entre samana: hafta içi

örnek olarak şöyle bir cümle kurabilirsiniz " arkadaşı, sınavı geçmek için, pazartesileri iki saat boyunca kütüphanede ders çalışıyor".


yaptığınız cümleleri yorum olarak yazarsanız gerekli düzenlemeleri yapmak için elimden geleni yaparım. buna ek olarak hiç dokunmadığımız, konu mankeni misali yukarıda bekleyip duran el perro cümlesine de bu dört adımı uygulamayı deneyebilirsiniz.

serinin beşinci yazısında görüşmek üzere.



Latincenin Hayaletleri - I

latince uzunca bir süredir ölü diller kategorisinde bulunuyor. buna rağmen dünyanın farklı noktalarında hala latince kelimeler, terimler, tanımlamalar, özellikle politikada, iş hayatında, sanatta, askeri literatürde ve gündelik dilde kendine yer bulabiliyor.

bir eylemi "de facto" olarak gerçekleştirdiğini ifade eden kişi, bundan yaklaşık 2500 yıl kadar önce de kullanılan bir terimi aynen tekrarlayarak zamanın olağan akışında bir çatlak oluşturur ve o çatlaktan latincenin tunikli, togalı hayaletleri dışarı süzülür. geldikleri yere iade etmek gibi bir motivasyona sahip olmaksızın, bu hayaletleri yakalamaya, togalarından çekiştire çekiştire ne anlama geldiklerini öğrenmeye çalışalım.

1- casus belli

gazetelerde, televizyon haberlerinde karşımıza çıkabilen bu terim, savaş nedeni anlamına geliyor. ingizlerin "kasuz belay" olarak telaffuz ettikleri bu terim latincede "kasus belli" olarak telaffuz ediliyor. türkçe gibi okuduğumuzda sanki bir casus varmış da sonra onun kim olduğu belli olmuş gibi bir anlam çıktığı için ilk okuduğumda da meselenin ortaya çıkan bir casuslukla ilgili olduğunu düşünüp uluslararsı ilişkilerde bir yıpranmaya neden olabileceğini düşünmüştüm. bir noktada haksız da sayılmazmışım.

örneğin, birinci dünya savaşı öncesi franz ferdinantın gözünü milliyetçilik bürümüş gavrilo princip tarafından alnının çatından vurulması avusturya-macaristan imparatorluğu için sırbistana karşı bir casus belli yani savaş sebebi olmuştur.

daha güncel bir örnek vermek gerekirse; ikiz kulelere gerçekleştirilen uçaklı saldırı amerika tarafından bir casus belli olarak kabul edilmiştir.

2- carpe diem

kullanıla kullanıla suyu çıkarılan latince hayaletlerinden biridir. günün tadını çıkar, anı yaşa anlamlarına gelmektedir ve adamsendecilik propagandasının en etkili araçlarından biridir. üzerinde daha fazla durmayacağız.

3- alter ego

alter (diğer-otro), ego (ben, yo) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş olan, bir ben vardır benden içerü manasına gelen bir psikoloji terimidir ve iki bin beş yüz yıllık latince hayaleti görevini gündelik hayatımızda başarıyla ifa eder.

-aşağıda spoiler var-
-aşağıda spoiler var-
-aşağıda spoiler var-
en bilindik alter ego örnekleri olarak süpermen, betmen, örümcek adam sayılabilir. tyler durden da anlatıcının alter egosudur.
-yukarıda spoiler var-
yukarıda spoiler var
yukarıda spoiler var




4- deus ex machina

günümüzde daha çok sinema ve tiyatro terimi olarak kullanılan bu kavram, çözülmesi imkansız gibi görülen durumların olay akışında bir tesadüfe, beklenmedik bir gelişmeye bağlı olarak, akla pek yatmasa da, çözülmesi anlamına gelir.

terimin bire bir çevirisi "makinedeki tanrı" anlamında gelmektedir. etimolojisine baktığımızda, antik  roma ve grek tiyatrolarında kahramanların en çaresiz kaldığı anlarda, bir vinç düzeneğine (makine) bağlanmış olarak gök yüzünden inen tanrılar, melekler tarafından bütün sıkıntıların giderilmesi ve seyircilere mutlu sonun sunulması hikayesini görürüz. antik roma ve grek tiyatrosuna ilk eleştiriler de yine taa o zamanlarda yapılmış ve "böyle saçma sapan son mu yazılırmış, euripides çok bozdu cık cık cık" söylemleri almış başını yürümüş. hatta "insan iki şeyi saklayamaz; sarhoş olduğunu ve aşık olduğunu" sözüyle meşhur olan tiyatro yazarı antiphanes bu konuda iğneleyici bir şiir bile yazmıştır. çevirisi "aşağı yukarı" aşağıdaki gibidir.

ne diyeceklerini bilmediklerinde
eseri büsbütün berbat ettiklerinde
tatmin eder izleyiciyi
parmak gibi havaya kalkan makine

eleştirilere aristo, eflatun ve çok uzun yıllar sonra niçe de destek vermiş "olmaz olsun böyle senaryo" yakınmasına ses katmışlardır.

nip/tuck dizisini izleyenler bilir, şean eski hemşiresiyle tek gecelik ilişki yaşar. kadın ilişkiyi sean'ın karısına anlatmakla ve hatta polise gidip "bana tecavüz etti" diye şikayetçi olmakla tehdit eder. konuşurken sokağa çıkarlar ve kadına bir otobüs çarpar. kadın ölür sean bu dertten deus ex machine tekniğiyle kurtulur.

deus ex machine düzeneği

5- ecce homo
yukarıda sıralananlar kadar sık kullanılmamakla birlikte benim en sevdiğim latince kavramlardan biridir. en meşhur ecce homo cümlesi bundan tam olarak 1988 yıl önce, roma'nın yahudiye eyaleti valisi pontus pilatus tarafından, yeruşalim'de yani kudüs'te söylenmiştir. biraz kavramın içeriğinin tam olarak anlaşılmasını sağlamak, biraz da gevezelik etmek amacıyla olayı biraz daha geriden alarak anlatalım.

isa'dan önce altmışlı yıllarda, kabına sığmayan roma imparatorluğu, birinci yahudi-roma savaşını kazanıp bölgesi hakimiyeti altına alır ve valiler aracılığıyla yönetmeye başlar. isa doğup otuzlu yaşlarına erişir ve peygamberlik alametleri ve değişik değişik mucizler göstermeye başlar. hastları iyileştirir, su üzerinde batmadan yürür, beş ekmek üç balıkla binlerce insanı doyurur üstüne küfeler dolusu ekmek ve balık artığı toplatır, körlerin gözünü açar, kötürümleri yürütür hatta lazar'ı (lazarus) ölümden diriltir (bana kalırsa isa'nın en büyük mucizesi otuzundan sonra on iki yeni arkadaş edinebilmiş olmasıdır).

bu mucizler ve peygamberlikler sırasında ben yahudilerin beklediği mesih yani kurtarıcıyım diye propaganda yapmaya da başlayınca dönemin ileri gelen yahudi din adamları tarafından tehdit edilir. sen kim mesih olmak kim diye saldırıya başlarlar. aslında ellerinden gelse hemen ortadan kaldıracaklardır ama roma hakimiyeti vardır. roma valisinden izin almadan sinek bile kovalamaları yasaktır. bu yüzden bir neden bulmaya ve onu roma'nın gözünde de suçlu duruma düşürmeye çalışırlar. bu çabalar içinde en meşhur ve bana kalırsa en kıvrakça olanı romalı askerlerin ve yetkililerin de bulunduğu bir ortamda isa'yı durdurmak ve "sen her şeyi çok iyi biliyorsun ya, yahudilerin kurtarıcısısın ya, şimdi söyle bize bakalım yahudi milletinin roma'ya vergi vermesi doğru mudur?" diye sorarlar. isa "evet, doğrudur" dese "bakın yahudilerin vergi vermesine laf etmiyor ama kendisini yahudilerin kurtarıcısı diye ortaya atıyor" diye karalama faaliyeti başlatacak ve isa'nın bütün karizmasını çizmiş olacaklardır. tersine isa "hayır, caiz değildir" dese roma askerleri yakasından tuttukları gibi götürece ve cezalandıracaklardır. her iki durumda da karlı çıkacağını düşünen din adamları ve ileri gelenler avuçlarını sıvazlarken isa onlardan, kendine bir para vermelerini ister. uzatılan madeni parayı kalabalığa doğru kaldırıp "paranın üstünde kimin resmini görüyorsunuz?"diye sorar. paranın üzerinde roma imparatoru sezar'ın resmi vardır. doğal olarak "sezar'ı görüyoruz" derler. bunun üzerine isa tarihte benzeri görülmemiş bir zeka kıvraklığıyla "sezar'ın hakkını sezar'a, tanrı'nın hakkını tanrı'ya verin" diyerek yoluna devam eder.


"paranın üzerinde kimin resmi var?"

bu gibi denemelerde hep başarısız olan yahudiler en sonunda bozgunculuk çıkarır, "bu adam roma'ya karşı çıkıyor, kendisini yahudilerin mesih'i olarak gösteriyor" diye şikayet edip ortalığı velveleye verir. mesih kelimesi aynı zamanda yahudilerin kıralı olacak kişi için kullanıldığından yargılamanın yolu açılır. vali pontus pilatus isa'nın suçlu olmadığını düşünmektedir. karısı da bir rüya gördüğünü, bu adamın suçsuz olduğunu ve cezalandırılmaması gerektiğini pilatus'a anlatır. ama yahudiler isyan etmektedir ve bu eyalet yönetimi için başarısızlık anlamına gelecektir. pilatus romalılara bir öneride bulunur. "sizin bir geleneğiniz var, ben de bu geleneğe göre fısıh bayramlarında sizden bir suçluyu affedip size teslim ediyorum. bu fısıf bayramı için isa'yı affetmeyi öneriyorum" der. topluluk "onu istemeyiz, bize barabas'ı ver" diye yanıtar. barabas bir hayduttur. bir haydutun salıverilmesini isteyen topluluk karşısında artık daha fazla diretemeyeceğini anlayan pilatus isa'yı işaret ederek "ecce homo", yani "işte insan" der.

bu cümle o kadar etkilidir ki, hala isa'nın çile çektiğini, çarmıh taşıdığını, kafasına dikenden örülmüş bir taç takıldığını, kırbaçlandığını gösteren tablolara genel olarak "ecce homo" adı verilir. naturmort gibi bir terim olarak kullanılır sanatta.



Pilatus aşağıda bekleyenlere doğru bağırıyor "ecce homo" gelin alın!


latince'nin hayaletlerinin peşinde koşmaya bu serinin başka yazılarında devam edeceğiz. şimdilik bu kadar.

carpe diem!

Acción Poética

Acción Poética

Joyas de America Latina

Joyas de America Latina
Gabriel "Gabo" Marquez