Uzayan Cümleler 8

Okurlardan blogun artık kişisel bloga dönüşmesi ve İspanyolca öğretimine yönelik içeriklerin azalmasına dair bazı serzenişler aldım. Kamunun sesini dinlemek gibi bir huyum olmamakla birlikte, bloğu tamamen bir kişisel bloga dönüştürmek niyetim de bulunmuyor. Hali hazırda devam eden İspanyolca gramerine veya pratiğine yönelik yazı dizilerine devam ediyorum. Bu yazıda, en sevilen dizilerden birine devam edeceğiz ve basit bir cümleyi alıp yeni ögeler ekleyerek komplike hale getireceğiz. Diziye aşina olanlar zaten içeriği biliyorlardır. Başlayalım mı? (hayır dediğini duydum. neden hayır dedin? yoksa yazılarımı faydalı bulmuyor musun? ispanyolca öğretecek kapasitede olduğumu düşünmüyor musun? yoksa sen beni beğenmiyor musun?)

Birinci adımda iki ögeli basit bir cümle kuralım.

Ella cocina.
O -dişil- yemek yapıyor
.

İkinci adımda cümleye yeni bir öge ekleyelim ve eylemin nerede yapıldığını belirterek cümleye mekan algısı katalım.

Ella cocina en la cocina.
O, mutfakta yemek yapıyor.

Güzel oldu. Şimdi cümleye yukarıdan baktığımızda bir mutfak ve mutfağın içinde yemek pişiren bir kadın görüyoruz. Bu algı bizim için yeterli olmayacak. Yeni ögeler eklemek istiyoruz. Ne olabilir diye düşünüyoruz. Mesela mutfağa bir sıfat ekleyebiliriz. Nasıl bir mutfak olsun? Geniş, dar, büyük, küçük, modern, köhne, eski, yeni... bu sıfatlardan herhangi birini seçerek devam edebiliriz. Biraz basit yaşayalım hayatı ve cümleyi ve mutfağın küçük olduğunu kabul edelim. Belki de sarayda yaşıyoruzdur ve birden fazla mutfağımız vardır ve cümlemizin kahramanı olan kadın sarayın küçük mutfağında yemek yapıyordur. Bu durumda küçük (pequeño) sıfatının dişil halini (pequeña) kullanmamız lazım. Neden, çünkü küçük olan şey la cocina yani dişil bir isim. Let's go o zaman.

Ella cocina en la cocina pequeña.
O, küçük mutfakta yemek yapıyor.

Harikulade! Şu anda küçük bir mutfakta yemek yapan bir kadın algısı oluştu. Cümleyi daha da genişletmek, ufkumuzu daha da açmak istiyoruz. Durmak yok, cümleye devam (hayır, hayır, o değil)

Ella cocina en la cocina pequeña del palacio.
O, sarayın küçük mutfağında yemek yapıyır.

Ne yaptık? Küçük mutfağa de edatıyla saraya bağladık. De edatıyla bir şeyi bir şeye bağlamak bu kadar basit. Ama neden "del" oldu diye soruyorsanız buraya tıklayarak kaynaşma yazısını okuyabilirsiniz. Şimdi yeni ne ekleyebiliriz? Mesela bu kadın ne pişiriyor olsun? Tabi ki menemen pişiriyor. Burası İspanyolca blogu diye kadına gazpacho hazırlatacak değiliz. Mis gibi yumurtalı menemen yapacak hanım ablamız. 

Ella cocina menemen en la cocina pequeña del palacio.
O, sarayın küçük mutfağında menemen yapıyor.

Konu menemen olunca halk ikiye bölünür. Vedat Milör gelse bu konuda birleştiremez halkı. Konu ne mi? Tabi ki soğanlı mı soğansız mı? Yani con cebolla veya sin cebolla tartışması. Binlerce yıllık kadim kavga. Filozofların üzerinde kafa yorduğu, Ömer Hayyam'ı dilberlerle papaz eden o mevzu. Bu olmazsa olmaz tartışmadan faydalanarak cümlemize hem yeni bir öge ekliyoruz, hem de tarafımızı belli ediyoruz.

Ella cocina menemen sin cebolla en la cocina pequeña del palacio.
O, sarayın küçük mutfağında soğansız menemen yapıyor.

Mekanı açtık, menemeni açtık, bir de zamanı açalım. Zamansız ve mekansız kalmak insanlara özgü değildir.

Por las mañanas ella cocina menemen sin cebolla en la cocina pequeña del palacio.
O, sabahları sarayın küçük mutfağında soğansız menemen yapıyor.

Sabahları, sabahleyin gibi anlamlara gelen por las mañanas'ı ekleyince hem cümle genişledi hem de bir rutin oluştu. Söz konusu kadının artık bir sabah rutinine sahip olduğunu görüyoruz. Garip bir rutin, sabah uyanıp kahve içme, spor yapma gibi rutinleri duymuştuk ama her sabahları menemen yapma dürtüsüyle uyanan insana yeni rastlıyorum. Belki de sarayın baş aşçısı bizim aşçıya kıl olmuş ve her sabah menemen yapma görevi kendisine vermiştir. Biz bilemeyiz saray işlerini, İspanyolca öğrenimimizle meşgul olalım.

Por las mañanas ella cocina menemen sin cebolla para su hijo en la cocina pequeña del palacio.
O, sabahları sarayın küçük mutfağında oğlu için soğansız menemen yapıyor.

Aa, olaya gel' Meğerse oğlu için pişiriyormuş menemeni. Annelik böyle bir şey işte diyecem de bu çocuk niye her sabah menemen yiyor acaba? Menemen manyağı olacak böyle giderse. 

Por las mañanas ella cocina a escondidas menemen sin cebolla para su hijo en la cocina pequeña del palacio.
O, sabahları sarayın küçük mutfağında oğlu için gizlice soğansız menemen yapıyor.

Olay nerelere geldi! Kadın meğerse menemeni "a escondidas" yani gizlice pişiriyormuş. Fiillerden sonra a escondidas diyerek siz de gizlice yapılan bir şeyleri anlatabilirsiniz. Krala yakalanmasa bari.  

Burada bir soluklanalım (hele bir soluklan yegenim) ve cümlemize şöyle bir üstten bakalım. Gördüğünüz üzere cümlemiz "beni noktala, bana nokta koy, nokta isterim, şiştim, şiştimmmm!" diye bağırmaya başladı. Şişen cümleyi kurtarmanın iki yolu vardır; nokta koymak veya bağlaç atmak. Nokta koymak en doğrusudur ama İspanyolca bir kitap okumaya kalktığınızda bunun faydasını görmezsiniz. Zira bazı yazarlar ne kadar az nokta kullanırlarsa o kadar iyi yazdıklarını zannederler ve cümleyi uzatırlar da uzatırlar. Bu uzatılan cümleleri bağlaçlarla birbirine bağlarlar ve okuyucunu beynini yormaktan keyif alırlar. Vay kenafir gözlüler vay! Yazarlardan gelecek bu tarz entelektüel saldırılara karşı beynimizi koruma kalkanının altına alacak bir pratik olması bakımından cümleyi bağlaçla uzatalım.

Por las mañanas ella cocina a escondidas menemen sin cebolla para su hijo en la cocina pequeña del palacio para que no vaya a la escuela con el estomago vacio.
O, sabahları sarayın küçük mutfağında oğlu için, okula aç gitmesin diye, gizlice soğansız menemen yapıyor.

Fedakar anne! Cefakar anne! Kadın anne! Göz yaşlarımız sular seller oldu, anne! Bağlaçların tehlikeli yanını gördünüz. İyi gidiyorduk bir den vaya'lar falan çıktı ortaya. Para que bağlacının etkisiyle olayın içine subjuntivo (dilek kipi) dalı verdi. Para que no vaya - gitmesin diye, nereye gitmesin diye a la escuela -okula-, nasıl gitmesin diye, vacio yani boş estomago'yla, boş mideyle gitmesin diye. 

Şimdi görev sizde. Benim örneğe bakarak tamamen farklı bir basit cümle buluyorsunuz. Ben Ella cocina diye başladım ya, siz de mesela yo hablo diye başlayabilirsiniz, nosotros comemos diye başlayabilirsiniz. O kısmı siz seçin. Sonra benim yaptığım gibi her adımda bir cümle ekleyerek kendi uzayan cümlenizi oluşturun ve yoruma veya cümlenizin kamusal alanda görülebilecek kadar iddialı bir cümle olduğu düşünmüyorsanız ispanyolcadefteri@hotmail.com e-posta adresine yazın ki kontrol edebileyim. Ödevinizi yapın lütfen!

Peki biz buradan itibaren cümleyi uzatabilir miydik? Tabii ki uzatabilirdik. Mesela oğul için bir sıfat ekleyebilirdik. Akıllı oğlu, küçük oğlu, her gün menemen yiyen bedbaht oğlu diyebilirdik. İstersek ella'yı da kaldırıp ona uygun başka bir isim koyarak da uzatabilirdik. Mesela la mujer guapa -güzel kadın- diyebilirdik, la madre soltera -bekar anne/kocası olmayan çocuklu kadın- diyebilirdik. Dilediğimiz kadar uzatabilir, cümleyi sürüncemede bırakabilirdik. Ama bazı şeyleri uzatmanın bir anlamı yok bu hayatta. 

   




Bonus:



0 yorum:

Yorum Gönder

Blog Takipçileri

Acción Poética

Acción Poética

Joyas de America Latina

Joyas de America Latina
santiago Roncagliolo