Alejandro Jodorowsky, yazılarıyla, filmleriyle, tarot ve psiko-büyü sunumlarıyla kendine hayran bırakan bir insan. Bu blogda daha fazla yer bulması gerektiğini düşünüyorum. Kendisi hakkında kısa bir video altyazı çalışmamı youtube'ta bulabilirsiniz. Video açıldıktan sonra altyazı simgesine tıklarsanız Türkçe altyazı açılacaktır. Bu yazıda Jodorowsky'nin ilk kedisi olan Pepe'yle olan yakınlığını ve kedinin yaşadığı acı sonu birlikte okuyacak, ardından metnin tamamının çevirisini yapacak ve son olarak da gramer çalışması olarak iki cümlenin çevirisiyle ilgili parçalara ayırma çalışması gerçekleştireceğiz. Kısacası bütün metni çevireceğiz ama sadece iki cümlenin parçalara ayırma çalışması olacak zira vakit kısıtlı. Metnin tamamını okuyalım.
Cuando cumplí 4 años un vecino me regaló Pepe, un hermoso gato gris. Entre este animal y yo se estableció un nexo profundo. Supe domarlo como si fuera un perro. Obedecía en cuanto lo llamaba por su nombre, se sentaba y agitaba en el aire las patitas delanteras para pedirme un trozo de lo que yo estaba comiendo. Jugaba con mis manos sin nunca rasguñarlas. Tenía un lenguaje de maullidos que yo sabía comprender. Todas las noches venía a hacerme compañía, durmiendo bajo las sábanas. Mi padre, creyendo que los gatos al respirar cerca del rostro de un niño le transmiten la tuberculosis, lo mató en el jardín delante de mí de un tiro en la cabeza. Mi felicidad con Pepe había durado seis meses.
Cümle 1:
Cuando cumplí 4 años un vecino me regaló Pepe, un hermoso gato gris.
Kelimeler:
Cuando: -dığı zaman, -diği zaman.
Cumplir: tamamlamak, doldurmak, yerine getirmek
Vecino; komşu
Regalar: hediye etmek
Hermoso: çok güzel
Gato: kedi
Gris: gri
Çeviri:
Kelimeleri de eklediğimize göre artık çeviriyi yavaş yavaş oluşturabiliriz. Parçalayarak gidelim.
Cuando cumplí 4 años/un vecino/me ragoló Pepe,/un hermoso gato gris.
Bu şekilde birbirine bağlantılı olarak partlara ayırdığımızda çeviri kolaylaşacaktır.
İlk partta cuando bir bağlaç olarak kullanılmış. Bağlacın ham haliyle tercümesi -dığı zaman, -diği zaman. Ama şunu unutmamak lazım, bağlaçlar kendilerinden sonra gelen fiilin çekimine göre ek alarak bir şahısa bağlanırlar. Burada bağlaçtan sonra cumplir fiilinin birinci tekil şahıs di'li geçmiş zaman eki aldığını görüyoruz. Öyleyse ilk partı 4 yaşımı tamamladığım zaman/tamamladığımda/doldurduğum zaman/doldurduğumda seçeneklerinden birini kullanarak çevirebiliriz. Ben, "4 yaşımı doldurduğumda" olarak çevireceğim.
ikinci part "un vecino" en kolay kısım. Doğrudan bir komşu veya cümlenin tamamının nasıl çıkacağına bağlı olarak, Türkçesinin daha anlaşılabilir olması adına bir komşumuz/komşumuz şeklinde düzenleme yapabilirim. Çeviri yaparken küçük dokunuşlar yapmaya hakkınız olduğunu unutmayın. Viski üreticilerinin garip bir terimi vardır. Yıllandırmak için saklanan viskinin her yıl küçük bir bölümü buharlaşmaya bağlı olarak kayboluyormuş. Viski üreticileri bu kaybolan kısma "meleklerin payı" adını vermişler. Biz de bir metni çevirirken, hedef dile cuk diye oturtabilmek amacıyla metnin bazı bölümlerine "çevirmenin payı" muamelesi yapabilir, küçük eklemeler veya çıkarmalar yapabiliriz. Şimdilik bu part için "bir komşu" diyerek geçelim.
Üçüncü part "me regaló Pepe". Fiilimiz regalar, yine di'li geçmiş zamanda ama bu defa üçüncü tekil şahısla yazılmış. Fiil çekiminin önündeki "me" "beni veya bana" anlamı katacak. Bu partı "baba Pepe hediye etti/Pepe'yi hediye etti" şeklinde çevirelim ve son parta bakalım.
Dördüncü ve son part, bir önceki partta bahsi geçen Pepe'nin kim/ne olduğunu açıklamak için konulmuş. Un hermoso gato gris yani "çok güzel bir gri kedi".
Bütün partları harmanlayalım. Harmanlamak ne diyen varsa, hani şu instagramda dans öğreten reels'lerde insanlar önce adımları yavaş yavaş gösterir sonra elleriyle makaranın işlemesine benzeyen bir hareket yaparlar ve hızlanırlar ya, öyle bir şey. İnstagram kullanmıyorsanız veya bu tarz videolara denk gelmediyseniz, yazının bu bölümünü ignorar yapabilirsiniz (görmezden gelmek). Ben bile neden böyle bir şey yazdığımı anlamadım işin doğrusu. Neyse, harmanlayalım (ellerimle makara işareti yapıyorum).
Dört yaşımı doldurduğumda/bir komşu/bana Pepe hediye etti/çok güzel bir gri kedi.
Cümlenin ne demek istediği çok rahat anlaşılıyor. Şimdi "çevirmenin payı" kuralını uygulayalım.
Dört yaşımı doldurduğumda, bir komşumuz bana, çok güzel bir gri kedi olan Pepe'yi hediye etti.
Kafeste doğan kuşlar, uçmanın bir hastalık olduğunu düşünür. |
Cümle 2:
Entre este animal y yo se estableció un nexo profundo
Kelimeler:
Entre: arasında, arada
Animal: hayvan
Establecerse: kurulmak, oluşmak
Nexo: bağ, ilinti
Profundo: derin
Çeviri:
Entre este animal y yo/se estableció/un nexo profundo.
Biraz kolay bir cümle. Birinci part "Bu hayvanla benim aramda". İkinci part "oluştu/kuruldu". Üçüncü parta "bir derin bağ".
Partları doğrudan yazalım "Bu hayvanla benim aramda/oluştu/derin bir bağ". Çevirmenin payı kuralıyla cümleyi "Bu hayvanla benim aramda derin bir bağ oluştu." şeklinde düzenleyelim.
Şimdi de metnin geriye kalan kısmının çevirisini ekleyelim. Devam etmeden önce uyarayım. Metnin sonunda kedinin başına kötü şeyler geliyor. Kediler konusunda hassas bir insan olduğum için yazının devamını okumak istemeyecek insanlar olabileceğini düşünüyorum. Jodorowsky çok uzun yıllar sonra yaşadığı bu olayı ve yıllarca o gri kediyi (mana olarak) nasıl aradığını ve daha sonra oğlunun kendisine getirdiği kediyi nasıl sahiplendiğini Cristián Warnken'le gerçekleştirdiği söyleşide anlatıyor ve kediler hakkında çok ilginç bilgiler veriyor bize. İspanyolca bilenler söyleşinin tamamını bıraktığım linkten izleyebilir. İspanyolca bilmeyenlere yardımcı olmak için sadece kediler ve mutlulukla ilgili iki dakikalık bir kısmıyla ilgili hazırladığım altyazılı videoyu buraya tıklayarak izleyebilirsiniz. Aslında söyleşinin tamamına altyazı eklemeyi yıllardır düşünüyorum ama kaliteyi bozmadan videoyu indirebileceğim, altyazıyı gömebileceğim bir program bulamadım. Biz, metnin kalan kısmını çevirelim.
Dört yaşımı doldurduğumda, bir komşumuz bana, çok güzel bir gri kedi olan Pepe'yi hediye etti. Bu hayvanla benim aramda derin bir bağ oluştu. Onu bir köpekmiş gibi evcilleştirmeyi başardım. Adıyla seslendiğimde itaat ediyor, oturuyor ve ön patilerini havada sallayarak yediğim şeyden bir parça istiyordu. Ellerimi hiç tırmalamadan oynardı. Anlayabildiğim bir miyavlama dili vardı. Her gece gelip bana eşlik eder, yorganın altında uyurdu. Babam, çocukların yüzüne yakın nefes alıp veren kedilerin verem bulaştırdığına inandığı için onu bahçede, gözümün önünde kafasına bir kurşun sıkarak öldürdü. Pepe ile mutluluğum altı ay sürmüştü.
Jodorowsky'yi seviniz efendim!
0 yorum:
Yorum Gönder