İspanyolca Deyimler - Yorgan Gitti Kavga Bitti

nasrettin hocaya atfedilen cümlelerden biridir yorgan gitti kavga bitti deyimi. sorunun nedeninin ortadan kaldırılmasının ardından sorunun da ortadan kalkacağını belirten bu deyim için ispanyollar yorganı değil, bir canlıyı, köpeği göz önünde bulundurmayı tercih etmişler ve biraz da kaba bir tabirle" it öldü, kuduz bitti" deyimini kullanmışlar. (burada neden it kelimesini tercih ettiğimle ilgili kendimi kısa bir süre sorguladım.  hali hazırda it veya köpek kelimelerinin geçtiği farklı deyimler mevcut türkçe dilinde. mesela "itin ahmağı baklavadan pay umar" deyiminde it kelimesi tercih edilmişken, "havlayan köpek ısırmaz" deyiminde -ispanyolca deyimi çevirirken uygun bulmadığım- köpek kelimesi kullanılmış. nişanyan sözlüğüne göre "it" en eski kullanım, köpek ise iri itler için kullanılagelmiş. gerçi "it ite it de kuyruğuna", "pire itte bit yiğitte bulunur", "it iti ısırmaz", "iti an çomağı hazırla" gibi deyimlere bakılınca it kelimesinin daha fazla kullanıldığı görülüyor.)



"muerto el perro se acabó la rabia" (en turco "yorgan gitti, kavga bitti")

buradaki la rabia kelimesi "kuduz" anlamına geliyor. biz yorganın gitmesiyle işleri bitirirken ispanyolca konuşanlar köpeğin ölmesi ve kuduzun bitmesiyle sorunların ortadan kaldırıldığını belirtiyorar.

köpek kelimesinin bir hakaret olarak kullanılması bize özgü bir durum değil. ispanyollar da bu durumu fırsat bilerek "ben deyim kullanıyorum" diyip sansürden kurtulmak amacıyla bu deyimi kullanagelmişlerdir. aşağıdaki twitte bir kullanıcı özetle "franco öleli 37 yıl geçti, anlaşılan o ki yorganın gitmesi kavgayı bitirmiyormuş" gibi bir ifade kullanılıyor. ama ispanyolcası düşünüldüğünde "franco öleli 37 yıl geçiyor, it öldü ama kuduz bitmemiş" gibisinden bir söz oyunuyla, köpek kelimesini franco'ya karşı bir hakaret gibi kullanıyor. (keşke köpekler kadar masun olsaydık diyerek tarafımı belli etmek gibi bir gereksinim duydum).




iki hayali durum örneği vererek başlığı kapatalım.

komşunuzla aranızda arazi husumeti var. iki bahçenin ortasında kalan ağacın (elma) meyvelerini kimin alacağı konusunda bir türlü anlaşamıyorsunuz. kadıya (niye kadı dediysem, kafa deyim ve atasözleri konusunda hep geçmişe götürüyor insanı) gidiyorsunuz. ve o ağacın sökülüp kendi bahçesine dikilmesini emrediyor. sonra komşunuzla ilişkiniz yavaş yavaş düzeliyor. muerto el perro, se acabó la rabia durumu "yahu şu elmaları paylaşsaydık da, kadıya kaptırmasaydık" serzenişiyle birlikte kendini gösteriyor.

biraz daha güncel olan bir hayali durum oluşturalım.

temel ve kabasakal durmaksızın birbirini yerken safinaz'ın elmer fudd ile (ispanyollar elmer gruñón der kendisine) kaçtığını düşünün. temel ve kabasakal elmer fudd'un av silahı karşısında ne kaslarıyla ne de kutu dolusu ıspanakla duramayacağı için kavga etmeyi bırakıp meyhanede kafa çekmeye gidebilir. zira yorgan gitmiş, kavga bitmiştir, benzetmek gibi olmasın ama, ispanyolca söyleyişle it ölmüş, kuduz sona ermiştir.


elmer fudd kim diye soranlar için aşağıdaki resmi bırakıyorum. görüşmek üzere.


Şşş, sessiz olun. tavşan avlıyorum.




0 yorum:

Yorum Gönder

Acción Poética

Acción Poética

Joyas de America Latina

Joyas de America Latina
Gabriel "Gabo" Marquez