salvador dalí ve federico garcía lorca 1920'li yılların başında yurda yetleşir, burada tanışır ve kısa sürede kaynaşırlar. hatta biraz fazla kaynaşırlar (over-kaynaşma). genç yaşlarına rağmen eleştirel tavır alarak topluma ve sanatın güncel haline sopasını sallayan bu iki deli birbirini görünce sopalarını saklar, benzer düşünceye sahip olmanın memnun ediciliği ve gençliğin verdiği heyecanla yakınlaşır, bir süre sonra aynı odaya çıkarlar, bir yandan resim çizip bir yandan şiir okurlar. lorca, dali için "oda a salvador dali" şiirini yazar, dali, lorca için "sant sebastia" tablosunu çizer.
bu ilişkinin bir boyutu entelektüel uyum diğer yanı ise romantizmdir. lorca'nın eşcinselliğini yurtta bulunan öğrencilerin neredeyse tamamı bilmektedir zira toplum içinde açık açık söylemese de yazdığı şiirlerle ve "gözüne kestirdiği" kişilere tenhada "yürümesiyle" bunu belli etmiştir. buñuel bu konuya hatırlarında yer vermiştir:
"üniversitenin organize ettiği ve miguel unamuno'nun da katıldığı bir yemekteydik. çorbayı içtikten sonra federico'ya fısıldayarak -dışarı çıkalım, seninle konuşmam gerekiyor- dedim. biraz şaşırdı ama teklifimi kabul etti. yakınlarda bulunan bir tavernaya gittik. laf arasında ona doğrudan -ibne olduğun söyleniyor, bu doğru mu?- diye sordum. hızla ayağa kalktı ve -seninle arkadaşlığımız bitti- dedi."
buñuel o dönemlerde -daha sonraki yılları hakkında ilerleyen bölümlerde konuşabiliriz- oldukça homofobik bir yapıya sahipti. eşcinsellere yaklaşıp kendileriyle para karşılığında birlikte olabileceğini söyleyip, randevu verip gitmemek veya verdiği randevuya arkadaşlarıyla gidip eşcinselleri dövmek gibi sıkıntılı tavırları vardı. bütün bunlara rağmen -yurtta kalan diğer öğrenciler gibi- lorca'nın sanatına hayrandı. buñuel gibi lorca'nın eşcinselliğinden hoşlanmayan başka öğrenciler de vardı ama ne zaman lorca piyanonun başına geçip şarkı söylemeye veya şiir okumaya başlasa hayranlıkla onu izlemeye koyulurlardı.
lorca'nın eşcinselliği ve dali'yle olan ilişkisi buñuel'de gelgitli bir tepkimeye neden oluyordu. zira lorca onun yolda çevirip elinden birkaç peseta aldığı ve ardından tokatlayıp gönderdiği basit bir eşcinselden ibaret değildi, aksine, lorca kendisi için çok önemliydi:
"baş başa ya da başkalarıyla birlikte unutulmaz saatler geçirdik. ben hala kasabadan gelmiş kaba saba bir insandım, lorca bana şiiri, özellikle de artık çok iyi bildiğim ispanyol şiirini öğretti. tanıdığım tüm canlılar arasında federico lorca'nın yeri ayrıdır. tiyatrosundan ya da şiirlerinden bahsetmiyorum, kendisinden bahsediyorum. başyapıt olan eserleri değil, kendisiydi. piyanonun başına geçip chopin çaldığında veya pandomim ya da kısa bir tiyatro sahnesi canlandırdığında her şeyi unuturdunuz. onda tutku, neşe ve gençlik vardı. ateş parçası gibiydi."
bana kalırsa dali'nin lorca'yı kendisine tercih etmesi onda rahatsızlıktan çok kıskançlığa neden oluyordu. zira ne zaman yurdun dışında bir planları olsa ve dali'yi de davet etse, dali yurtta kalmayı ve lorca'yla vakit geçirmeyi tercih ediyordu.
1920'li yılların ispanya'sında eşcinsel olmak yani toplum tarafından dışlanan bir cinsel tercihe sahip olmak fakat buna rağmen toplumu derinden etkileyen eserler vermek, lorca'da karmaşık bir kişilik oluşmasına neden olmuştu. bu karmaşık kişilik lorca'nın ilişkilerinde kendini çok net bir şekilde gösteriyordu zira bütün ilişkileri fırtınalı, inişli çıkışlı, ani gelişmelere, gerilemere, dostluktan nefrete, nefretten sevgiye hızlı bir şekilde geçişe açıktı. gizliden yaşamak zorunda olması nedeniyle aşk dünyası hakkında bilinenler sınırlı, söylentiler çoktu. dali'yle olan ilişkisi de bilinmezlerle ve söylentilerle doluydu. dali'ye sorulduğunda, bu denli yakınlığa rağmen aralarında cinsel herhangi bir ilişki bulunmadığını, lorca'nın kendisine birkaç defa birlikte olmayı teklif ettiğini fakat kendisinin bunu kabul etmediğini söylemiştir:
"federico, herkesin bildiği gibi, bana deli divane aşıktı ve beni iki kez g*tümden b*cermeye çalıştı, ama ben bir ibne olmadığımdan ve bu tavrı beni çok incittiğinden kendisini derhal reddettim, sonrasında tamamen platonik bir sevgi besledi, bana hep hayranlık duydu."
dali bir süre boyunca lorca ve buñuel arasında gidip gelecek son kertede buñuel'le ilerlemeye karar verecektir. yurttan her biri alanlarında kendini geliştirmiş olarak çıkmış, dali meşhur tablolarını çizmeye başlamış, lorca'nın tiyatro oyunları sergilenmeye başlamıştır. kısa süre sonra buñuel de (dalinin de yardımıyla) ilk filmini çekecektir.
dali ve lorca el ele gidiyorlar. ama aranızda bir şey yok di mi dali abi |
serinin sonraki yazısında devam ederiz. kapanışı bir lorca şiiriyle yapalım.
Kurtuba
Uzakta tek başına
Ay kocaman at kara
Torbamda zeytin kara
Bilirim de yolları
Varamam Kurtuba'ya
Ovadan geçtim yel geçtim
Ay kırmızı at kara
Ölüm gözler yolumu
Kurtuba surlarında
Yola baktım ama yol uzun
Canım atım yaman atım
Etme eyleme ölüm
Varmadan Kurtuba'ya
Kurtuba
Uzakta tek başına
Çeviren - Melih Cevdet Anday
bu da şiirin bestelenmiş ve zülfü livaneli tarafından icra edilmiş hali.
0 yorum:
Yorum Gönder