Deber - Deber de....

Yine uzun zamanın ardından gramer içerikli bir konuyla beraberiz. Konuya girmeden önce fiilin geniş zamanda çekimini yapalım.

Deber
-----

debo
debes
debe
debemos
debéis
deben


Fiil zorunluluk veya olasılık bildirebilir.

Yo debo hacer deporte cada día.
Benim her gün spor yapmam lazım/ben her gün spor yapmak zorundayım.

Aynı kullanımda, mastar (yani çekilmemiş fiil) öncesine "de" edatı eklenildiğinde ortaya bir olasılık durumu çıkar. Söz konusu edatı ekleyelim, görelim o zaman.

Yo debo de hacer deporte cada día
Ben her gün spor yapıyor olmalıyım.

Burada dikkat etmemiz gereken nokta olmalıyım kısmının kastettiği asıl manadır. Burada benim spor yapmış olma olasılığım söz konusu. Bu cümlede kullanılan "olmalıyım", "yemeğe gelemeyeceğim zira akşam sekizde spor yapmalıyım/ yapıyor olmalıyım" cümlesinde kullanılan "olmalıyım" ile aynı şeyi ifade etmiyor. Hayali bir durum canlandırıp bu cümleyi oraya yedirmeyi deneyelim. Geçirdiği elim bir kaza sonucu hafızasını kaybeden bir insan düşünelim. Bu insan kendisi hakkında bir şeyler hatırlamak için çaba gösteriyor olsun. Boy aynasında kendine bakarken atletik vücudunu görsün ve şu cümleyi kursun "hmm, kaslara bakılırsa spor yapıyor olmalıyım." Yani kişi burada bir tahminde bulunuyor. "Hay vereceğiniz örneğe selam durayım, bu nasıl bir canlandırma yeşilçam filmleri gibi" diyenleri sükunete davet edip konuya devam ediyorum. Burada söz konusu kişi kendisi hakkında bir olasılığı bildirmektedir. İlk cümlemizdeki yani "yemeğe gelemeyeceğim zira  akşam sekizde spor yapmalıyım/yapıyor olmalıyım" cümlesinde anlatılan bir plan dahilinde gereklilik veya zorunluktur.

Şimdi birkaç örnek cümleyle bu farkın kafamızda oturmasını sağlamaya çalışalım.

No escucho nada, mis amigos deben hablar. 
Hiçbir şey duymuyorum, arkadaşlarımın konuşması gerek/arkadaşlarım konuşmak zorunda (eğer ben bir şey duyacaksam arkadaşlarımın konuşması lazım).

Bu cümlede kişi hiçbir şey duymadığından yakınmakta ve arkadaşlarının konuşması gerektiğini bildiriyor. buradaki kişinin bir ses duymaya ihtiyacı olabilir. Hayali bir olay oluşturmak yerine Rıfat Ilgaz'ın meşhur Hababam Sınıfı eserinde, bilgi yarışmasında kopya çekmek için okula soktukları telsizlerin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek isteyen öğrencileri ele alalım. Bu cümleyi kuranlar, farklı noktalarda durup telsizlerini deniyor olabilirler. Herhangi bir ses duyulmuyordur ve telsizi kullanan kişi arkadaşlarının konuşmadığını düşünüp onların konuşması gerektiğini ifade ediyordur.
-sükunet lütfen-

Aynı cümle olmasa da hemen hemen aynı kabul edilebilecek başka bir cümleyi, "de" edatını deber fiilinin şahsa göre çekilmiş hali ile mastar fiilin arasına koyarak yazalım. (deber de infinitivo)

escucho algo, mis amigos deben de hablar 
Birşeyler duyuyorum, arkadaşlarım konuşuyor olmalı.

burada yine hayali bir ortam oluşturalım. öğrenci evinde hastalandınız. arkadaşlarınızı salonda bırakıp dinlenmek için odanıza çekildiniz ve uyudunuz. uyanıyorsunuz ama kaç saat uyudum acaba ben diyerek düşünüp kestiremediğiniz uykulardan birine dalıyorsunuz. hani yarım saat de geçmiş olabilir, ertesi güne kadar uyumuş da olabilirsiniz. saati kestirmeye çalışırken kulak kabartıyorsunuz. birileri bir şeyler konuşuyor. kendi kendinize şöyle düşünüyorsunuz; "bir şeyler duyuyorum, arkadaşlarım konuşuyor olmalı" burada ipucu, olmalı kelimesinin "olsa gerek" şeklinde yedeklenebiliyor oluşudur. düşünce balonumuzdaki yazı şöyle değişsin "hmm bir sesler duyuyorum, arkadaşlarım konuşuyor olsa gerek/arkadaşlarım konuşuyor herhalde".


şimdi hayali ortamlar oluşturma işini bırakıp birkaç örneği ardı ardına sıralayarak yazıyı sonlandıralım.

- No tengo reloj, pero deben de ser las siete.
- Saatim yok ama saat yedi olmalı.
(yedidir sanırım/yedi olsa gerek/tahminim bu yönde/güneşin batmış olduğunu hesaba katarsa saat yedidir herhalde/yedidir yedi)

- Debo comprar un reloj.
- Bir saat satın almam gerek/satın almak zorundayım.(gökyüzüne bakarak saati anlamaya çalışmak istemiyorsa bu tek seçeneğim, zorunluluğum)

- Si quieres nadar, debes ir a la playa
- Yüzmek istiyorsan, plaja gitmelisin

(gitmek zorundasın/burada havuz yok bunu yapmayınca yüzme şansın yok, bu senini için bir zorunluluk)

- No están en la casa, deben haber ido a la playa
- evde değiller, sahile gitmiş olmalılar 
(sahile gitmiş olsalar gerek/herhalde sahile gitmişlerdir/sabah bana söylemişlerdi sahile gideceğiz diye şimdi evde yoklar, sahile gitmiş olmalılar.)



Not:
Son olarak, pratikte karşımıza çıkan örneklerle kafamızın bulanmasını engellemek için şunu belirtmem gerekiyor: de edatı kullanılmayan deber + mastar kullanımları da olasılık bildirmek için yani de edatı kullanılan hali için geçerli oluyor, ama tersi mümkün değil.

Notun örneği:

Veo un coche delante de la casa, debe haber llegado mi tío.
evin önünde bir araba görüyorum, dayım gelmiş olmalı
(gelmiş olsa gerek/arabasını gördüğüme göre dayım gelmiştir sanırım, benim tahminim bu yönde). Yukarıda deber+de+infinitivo ile kurduğumuz cümleyi "de" kullanmadan da kurabiliyoruz. Fakat tersini yapamıyoruz yani zorunluluk/gereklilik bildiren bir cümleyi "de" edatı içeren bir cümleyle oluşturamıyoruz.

Son örnek:
Para ganar dinero debes trabajar - Para kazanmak için çalışman gerekiyor/çalışmak zorundasın
Para ganar dinero debes de trabajar- YANLIŞ oluyor. De buraya giremiyor.



İstifadelerinize sunarım efendim.



2 yorum:

Acción Poética

Acción Poética

Joyas de America Latina

Joyas de America Latina
Gabriel "Gabo" Marquez