insan sadece ekmekle yaşayamaz. sokakta aç ve çaresiz olsaydım, "bana bir ekmek verin" demezdim, bunun yerine "bana yarım ekmek ve bir kitap verin" demeyi tercih ederdim. insanların ihtiyaç duyduğu kültürel taleplerden hiç bahsetmeden sadece ekonomik taleplerden bahsedenler büyük bir yanılgı içindedir.
insanların yemek yemesi gereklidir ama herkesin hayatı öğrenmesi ve bilgiye sahip olması da en az bunun kadar gereklidir. insan ruhunun tüm meyvelerinden faydalanmayan kişiler, devletin hizmetindeki makinelere dönüşür ve ister istemez korkunç bir sosyal organizasyonun köleleri haline gelir.
bilgiyi isteyen ve ona ulaşamayan insanın durumu, ekmek arayan ve ona ulaşamayan insanın durumunda daha acıklıdır. zira aç bir insan açlığını bir parça ekmekle ya da biraz meyveyle kolayca giderebilir ama bilgiye aç olan ve hiçbir imkânı olmayan bir insan korkunç bir ıstırap çeker. onun ihtiyacı olan kitap, kitap ve daha çok kitaptır. kitap demek aşk demektir ve aşk; insanların ekmek ister gibi ya da tarlalarına yağmur yağmasını ister gibi istemeleri gereken sihirli bir gerçekliktir.
görüşüme göre rus devriminin babası adını lenin'den daha fazla ha eden yazar dostoyevski, sibirya'da, dünyadan uzakta, sonsuz karla çevrili ıssız ovalarda bir mahkumken, ailesine yazdığı bir mektupta şu sözlerle yardım istiyordu: “bana kitap gönderin, kitap, daha çok kitap, gönderin ki ruhum ölmesin üşüyordu ama ateş istemiyordu, susamıştı ama su istemiyordu, açtı ama yemek istemiyordu. kitap istiyordu, yani ufuklar, yani ruhun ve kalbin zirvesine tırmanmak için merdiven istiyordu.
zira bir bedenin açlık, susuzluk veya soğuktan kaynaklanan fiziksel, biyolojik ve doğal ıstırabı çok az sürerdi ama tatmin edilmemiş ruhun ıstırabı bir ömür devam ederdi.
0 yorum:
Yorum Gönder