Uzayan Cümleler 5

blogu takip edenler cümleleri orasından burasıdan çekiştirip uzattığımız, özne yüklemle başlayıp farklı öğeler ekleyerek sündürdüğümüz bu seriyi zaten biliyorlardır. serinin beşinci yazısında öznesi el profesor (öğretmen) yüklemi leer (okumak) olan cümleyle ilk adımı atıyoruz.

el profesor lee 
öğretmen okuyor

birinci adımda temel cümlemizi kurduk, derdimizi anlattık. fakat derdimiz her zaman bu kadar basit olmayabilir. konuşma pratiği sırasında da yaşadığımız en büyük problemlerden biri de öğeleri bir araya getirip uzun cümleler kuramamak. ilk adımda yazarak bu sıkıntıyı aştığımızda konuşurken de aynı işlemi daha kolay yapabileceğimize inanıyorum. bu halde yukarıdaki cümleye bir öğe daha ekleyelim. işlemi yaparken en kolay yoldan giderek bir tümleç ekleyelim mesela.

el profesor lee un libro
öğretmen bir kitap okuyor


ilk cümleyi okuduğumuzda aklımızda okuyan bir öğretmen belirmişti. yani ortada bir öğretmen olduğunu ve okuma eylemi gerçekleştirdiğini biliyorduk ama okuduğu şeyin bir kitap mı, gazete mi yoksa başka bir şey mi olduğunu bilmiyorduk artık biliyoruz. civilization tarzı oyunlarda haritanın yavaş yavaş aydınlanması gibi, yeni öğeler eklendikçe kafamızda beliren düşünceler de aydınlanıp berraklığa kavuşuyor. birz daha aydınlatalım.

el profesor de inglés lee un libro
ingilizce öğretmeni bir kitap okuyor


öğretmenin branşını da öğrenmiş olduk. cümlemiz biraz daha uzadı. cümle artık daha geniş ve daha kapsamlı. kapsamı istediğimiz kadar ayrıntılandırabiliriz. bir sonraki adımda kitap konusunda bilgi verelim.

el profesor de inglés lee un libro grueso
ingilizce öğretmeni kalın bir kitap okuyor


kitap kelimesine eklediğimiz adjetivo güzel durdu. öğretmenin ne eksiği var?! ona da bir adjetivo ekleyemez miyiz? öğretmenlerin bir adjetivo hakkı yok mu? kaç para ulan bir adjetivo!

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso
yeni ingilizce öğretmeni kalın bir kitap okuyor

niteleme sıfatı olan yeni öğretmenin üzerinde iyi durdu bence. biraz daha uzatalım meseleyi. gözümüzde canlanan bu öğretmen şimdiye kadar hepimizin zihninde farklı mekanlarda canlandı. bu yazıyı okuyanların bazıları öğretmenin sınıfta, bazıları bahçede bir bankta, bazıları da evde veya başka bir mekanda olduğunu düşündü. cümleye eklenen her bir yeni öğeyle cümle kendini geliştirirken hayal gücünün somutlanan bilgilere bağlı olarak daralması söz konusu. fakat başka bir açıdan bakarsak böyle bir daralma olmadığını da söyleyebiliriz. çünkü yeni eklenen öğeyle birlikte kafamızda canlanan yer hakkında da hayal gücümüz farklı detaylar (renkler, mimari, stil vs.) ekleyerek işlemeye devam edecek.

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso en la casa
yeni ingilizce öğretmeni evde kalın bir kitap okuyor

şimdi öğretmenin nerede olduğunu biliyoruz. ama olaylar burada sona ermek zorunda değil. bu ev nasıl bir ev? ev hakkında ne biliyoruz. büyük bir evden mi yoksa küçük, hani zalim ev sahiplerinin gözümüzün yaşına bakmadan fiyat biçtikleri kutudan hallice bir evden mi bahsediyoruz? belirsizlik sürdükçe haritada yeni alanlar açabiliriz. işin güzel tarafı cümleyi kuran biziz ve istersek bu öğretmeni kocaman bir köşke koyabiliriz. ingilizceyle veya ingilizce öğretmeniyle arası iyi olmayanlara burada mükemmel bir intikam şansı da doğuyor. ama biz mesleğe duyduğumuz saygıdan dolayı öğretmenin kötü bir yerde yaşamasını istemiyoruz. bir öğretmenin aldığı maaşla çok iyi bir evde yaşadığını iddia edecek kadar da ülke gerçeklerinden ve ekonomiden kopuk olmadığımız için bir sonraki adımda farklı bir alana yönelebiliriz.

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso en la casa que
yeni ingilizce öğretmeni evde kalın bir kitap okuyor... (?)


burada que bağlacını ekledik, olayları biraz daha karmaşık hale getireceğiz. ispanyolca cümle que bağlacını aldı ve olayın nereye gideceğini anladı. kafası net. türkçe cümlenin kafası ise bir çoğumuzun kafası gibi karmakarışık oldu bu adımda. ne olduğunu/olacağını anlamaya çalışıyor. bunun başlıca sebeplerinden biri cümle diziliminin (syntax) ispanyolcada SVO (sujeto, verbo, objeto/özne, yüklem, tümleç) türkçede SOV (sujeto, objeto, verbo özne tümleç yüklem) olmasıdır. simültane tercüme yapan bir insan sentaks bakımından aynı kategoriye giren iki dil arasında tercüme yaparken daha rahattır fakat sentaks değiştiğinde bazen konuşmacının cümlesini bitirmesi için "eee, ııı" gibi garip sesler çıkarak zaman kazanmaya çalışabilir. şu anda türkçe cümlenin yaşadığı şaşkınlık bundan kaynaklanmaktadır. onu daha fazla bu şaşkınlıktan kurtarmak için ispanyolca cümleden, devam etmesini rica edelim.

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso en la casa que compró
yeni ingilizce öğretmeni satın aldığı evde kalın bir kitap okuyor


ön yargılı davranmışız maaşlarla ilgili. gördünüz mü bakın öğretmen bir ev alabilmiş kendine. ingilizce öğretmeni için boşuna üzülmüşüz. ya da acaba öyle mi? bakalım cümle haritasının bir sonraki aydınlanan öğesi bize nasıl bilgiler veriyor.

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso en la casa que compró manuel
yeni ingilizce öğretmeni, manuelin satın aldığı evde kalın bir kitap okuyor



üzgünüm ama ev öğretmenin değilmiş. manuel diye birine aitmiş. öğretmen kendine ev alamadığından manuelin satın aldığı evde kalıyor, üstelik bir de orada kitap okuyormuş. cümleler, tıpkı insanlar gibidir, büyüdükçe farklı ihtiyaçlara sahip olurlar. bu boyutlara ulaşan bir cümlenin artık noktalama işaretlerine ihtiyaç duyması tamamen normaldir. cümleyi biraz daha uzatalım

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso en la casa que compró manuel, su papa, 
yeni ingilizce öğretmeni, 
manuelin, babasının, satın aldığı evde kalın bir kitap okuyor

manu'nun kim olduğunu ve öğretmene neden ev satın aldığını öğrendik. bitti mi? bitmedi.

el nuevo profesor de inglés lee un libro grueso en la casa que compró manuel, su papa, para veranear
yeni ingilizce öğretmeni, manuelin, babasının, yazları geçirmek için satın aldığı evde kalın bir kitap okuyor


zavallı öğretmen, ev alamadığından babasının yazlık olarak kullanmak için satın aldığı evde kitap okumak durumunda kalmış.

istersek bu varlıklı babanın evi nerede satın aldığını (en cordoba), kaç paraya satın aldığını (por un millon de pesetas/bir milyon pesetaya), ne zaman aldığını (en el año 1975, yani 1975 yılında) vb. öğeler ekleyerek noktaya karşı direnebilir, cümleyi uzattıkça uzatabiliriz. ama bugünlük bu kadar yeter. cümleyi uzatırken izlediğim adımları bir iskelet olarak koruyup, farklı kelimeler kullanarak siz de benzer bir egzersiz yapabilirsiniz. şimdi cümleyi tersten sökerek eski haline doğru küçültelim. önce yazı geçirmek için kısmını sökelim.

el nuevo... şaka tabi ki. kim uğraşacak şimdi manuel'le. binbir güçlükle aldığım evi söküyorlar diye feryat figan, gelmeyin üstüme çocuğumu keserim diye...tövbeee. yıkım ekiplerini, kırk yaşındaki oğlunu kesmekle tehdit etmek... sahi sizin zihninizde öğretmen kaç yaşındaydı?


bir sonraki yazıda görüşürüz.






2 yorum:

Acción Poética

Acción Poética

Joyas de America Latina

Joyas de America Latina
Gabriel "Gabo" Marquez