Expresiones Turcas I - Ne Pahasına Olursa Olsun

hola a todas las personas hispanohablantes que siguen este blog y que se esfuerzan para aprender turco. en esta página de blog podrán encontrar muchos artículos que se tratan de la estructura gramática de idioma turco. (basta escribir "clases de turco" en buscador) al lado de artículos de gramática, me gustaría compartir con vosotros algunas expresiones y modismos que se utilizan en turquía. quiero escribir un montón de artículos sobre modismos (si encuentro suficiente tiempo para sentarme en la silla), así que voy enumerando los títulos. este es articulo uno en que vamos a hablar sobre la expresión “ne pahasina olursa olsun”.

esta expresión turca significa literalmente “a todo costo”. (desde este punto seguiré utilizando segunda persona en singular) la utilizamos cuando queremos mostrar nuestra dedicación y decisión para realizar una cosa aunque corra el riesgo de salir mala, fea o peligrosa.

digamos que quieres visitar un país desconocido (no se trata de turquía, que es un país bien conocido en el mundo entero) pero tienes muchas dudas, o que tienes amigos y familiares que te digan “no vayas, este podría ser peligroso”. pero tú eres de cabeza dura y dices “me voy ne pahasina olursa olsun”

o imaginemos que eres un romántico sin remedio y amas a una persona que no es tan romántica como tú. está más claro que agua que va a ir mal pero tú dices “te seguiré amando ne pahasina olursa olsun”
vale, no hagas estas cosas y que seas un poco sensato. nos vemos en el próximo artículo de esta serie. hasta ese tiempo estudiad turco ne pahasina olursa olsun.



un saludo desde bella ciudad de estambul.



Değişik Kelimeler 2 - Nomeolvides

serinin ikinci yazısını başka bir palabra compuesta'ya yani birleşik kelimeye ayırıyoruz. oldukça güzel bir çiçeğin adı olan bu kelime "beni unutma" anlamına geliyor. çiçek birçok dilde aynı ada sahip (türkçeye de "beniunutma" çiçeği olarak geçmiş). çiçeğin bir fotoğrafını buraya ekleyelim.

mavisi makbuldür.

ayrılık temasını konu edinen bu adın etimolojisi hakkına çeşitli iddialar bulunuyor*. bu iddiaların hangisinin doğru olduğunu bilmek pek de mümkün gözükmediği için etimolojik kazıyı atlayıp kelimenin morfolojik yapısına göz atalım ve sözcüğü parçalarına ayıralım.

no-me-olvides

sözcüğü üç parçaya ayırdık. ilk iki parçayı anlamak çok da zor değil. no - fiili negatif yapmak için dahil edilmiş, me-beni, bana anlamlarında kullanılabiliyor, burada beni anlamında kullanılmış. bu iki parçayı hızlı bir şekilde inceledikten sonra sayfadaki yerlerine geri koyalım ve üçüncü parçayı sayfadan çıkararak incelemeye başlayalım. olvides kelimesini iki elimizi kullanarak yavaşça, dağıtmadan sayfadan çıkaralım. ve elimizde evirip çevirerek muhtevasını inceleyelim. aman arkadaşlar, kırıp dökmeden. sonra rae ile aramız bozuluyor.

olvides birleşeninin olvidar (unutmak) fiilinden türetildiğini görür görmez anlıyoruz. -ar bitimli fiillerin ikinci tekil şahısının -as eki aldığını biliyoruz (olvidas). burada -es takısı almış (olvides). üçüncü kelimeyi sayfadaki yerine tekrar koymadan önce bu durum üzerine konuşarak yazıyı biraz uzatalım.

olvidas çekiminin neden olvides haline dönüştüğünü anlamak için subjuntivo konusuna bamamız gerekiyor. "beni unutma" cümlesi olumsuz emir cümlesidir. yapma, etme cümleleri subjuntivo ile kurulur. olumsuz emir cümlelerini doğru kurmak için üç adımlı bir yol izleriz.

birinci adımda söz konusu fiilin presente de indicativo'da, yani haber kipi geniş zamanda birinci tekil şahıs çekimini buluruz:

1. olvido

ikinci adımda sondaki o harfini atarız ve yerine -ar bitimli fiiller için -e harfi, -er veya -ir bitimli fiiller için -a harfini getiririz. olvidar fiili ar mastar ekiyle bittiği için bu durumda o yerine -e getirilir.**

2. olvide

bulduğumuz bu kelime fiilin subjuntivo de presente, yani dilek kipi geniş zaman birinci tekil şahıs çekimidir. üçüncü adımda diğer şahısların çekimini yazarız.

3. yo olvide - tú olvides-ella olvide, nosotros olvidemos, vosotros olvideis, ellos olviden

yukarıdaki temel açıklamalara bakınca neden olvidas değil de olvides yazıldığını anlayabiliriz.

no me olvides = beni unutma

bu cümle tek kelime haline getirilerek isim olarak kullanılmıştır. içeriği anladığımıza göre kelimeyi sayfada ait olduğu yere yavaş ve dikkatli bir şekilde bırakabiliriz. hayır, hayır, oraya değil, başlığa!

aşağıdaki notları okuyarak yazıyı sonlandıralım.

* etimoloji bakımından en beğendiğim hikaye rönasans dönemi romantiklerinin, bu nadir çiçeği sevdiklerine verdiikten sonra unutulmalarının mümkün olmadığına inandıkları için bu adı kullanmalarıdır. yani çiçeği veriyorsunuz ve sonsuz aşka ve sadakate kavuşuyorsunuz. ne güzel dünya!

** subjuntivo bulmak için attığımız birinci adımın sonunda her zaman son harfi o olan çekimler bulmamız mümkün olmayabilir. bazen haber kipi geniş zaman birinci tekil şahıs çekimlerinin sonunda o bulunmayabilir. estar - estoy, ir-voy, dar-doy, vs. bu gibi fiillerin presente de subjuntivo çekimleri irregulardır. bunların en meşhuru ir fiili çekimidir ki kendisi oldukça meşhur bir müzik grubunun isminde yer bulmuştur. belçika'lı müzik grubu vaya con dios'u anmak için aşağıdaki şarkıyı dinliyoruz.









İspanyol Ressamlar ve Tabloları - IV (Goya - 3 de Mayo)

serinin bu yazısında goya'nın 3 mayıs tablosu hakkında konuşacağız. yalnız bu yazıda paylaştığımız tek tablo bu olmayacak. ispanya tarihinde büyük öneme sahip olaylar dizisini konu eden, goya ve farklı ressamlar tarafından çizilen birçok tabloyu başlık altında göreceksiniz. olayların anlaşılması için biraz daha gerilere doğru gidip, napolyon'un meşhur mısır seferini noktaladığı andan başlayalım. ama önce tabloya bir bakalım isterseniz.



hindistan'ı fethederek ingilizleri zayıflatmak fikriyle mısır'a, filistin'e ve suriye'ye saldıran napolyon, bu planın işe yaramayacağını görüp fransa'ya döner. iktidarını iyiden iyiye sağlamlaştırmanın ardından, ingilizlerle ticaret yapmaya devam eden ve ingiltere'nin köklü bir mütteği olan portekiz'i işgal etmek konusunda ispanya'yı ikna eder. plana göre fransızlar, ispanyol topraklarını kullanarak portekiz'i işgal edecek, ardından işgal ettiği yerleri ispanya ile bölüşecektir. planın ilk kısmı üzerinde anlaşıldığı şekilde icra edilir ve portekizin işgali gerçekleştirilir, portekiz kralı bir gemiye atladığı gibi latin amerika'ya kaçar. fakat doğru gitmeyen bir şeyler vardır. fransızların ispanyol topraklarındaki askeri varlığı günden güne artmaktadır. bu artışla bağlı olarak, güya portekizin işgalinde görevli olan fransız askerlerinin bakımı ve beslenmesi için elinden geleni yapan yoksul ispanyolların beli bir kat daha bükülmektedir. üstelik fransızlar, anlaşmanın herhangi bir maddesinde bulunmamasına rağmen burgos, salamanca, pamplona, san sebastián, barcelona gibi ispanyol şehirlerini işgal etmeye başlamıştır. başkent madrid'te de hatırı sayılır sayıda fransız askeri bulunmaktadır. burbon hanedanından olan ispanyol kralı, ne olur ne olmaz diyerek aranjuez'e taşınmış, en kötü durumda oradan sevilla'ya ve sevilladan, tıpkı devrilmesine ön ayak olduğu portekiz kralı gibi, gemiyle latin amerika'ya kaçmanın planlarını yapmıştır. kraliyet ailesinin hareket halinde olduğu haberi kulaktan kulağa yayılınca öfkeli halk sarayı basmış, yağmalamış ve kralın iktidarı oğluna devretmesini sağlamıştır.

aranjuez olaylarını konu alan gonzalez valazquez'in bir tablosu. tarzları benzese de las meninas'ın çizeri diego valazquez ile karıştırılmamalıdır.

buraya kadar, olayların geri planı hakkında genel bilgiyi verdikten sonra yazının diline müdahale ederek anlatmaya devam edebiliriz. yeni kral fernando ve eski kral olan babası, "napolyon ile görüşeceksiniz" denilerek, biraz da zorla madrid'ten uzaklaştırılır. daha sonraları götürüldükleri bayona'da tahttan çekildiklerini açıklamak zorunda kalırlar. bu kısım, bugünkü yazımızın dışında kalıyor. biz baba-oğul, yeni ve eski kralın geride bıraktığı madrid'e dönelim. fernando ve babası madrid'den ayrılırken "biz napolyon hazretleriyle görüşüp dönene kadar ülke size emanet, aman gözünüzü açık tutun ha!" diyerek bir kurul oluşturur, fakat bu kurul çok sürmeden napolyon'un generallerinin elinde bir oyuncağa, kuklaya dönüşür. ispanya, artık, fiili olarak napolyon'un kontrolü altındaır.

27 nisan tarihinde, napolyon'un en bilindik generallerinden biri olan general murat'ın eline, "eski kral carlos olarak, şehirde kalan iki oğlumun, kraliçemin ve prensin bayona'ya getirilmesini istiyorum" şeklinde bir emir ulaşır. güya kraldan gelen, fakat aslında fransızların uydurduğu bu emir 1 mayıs gününü, 2 mayıs gününe bağlayan gece kukla kurul tarafından onaylanır ve seyahat hazırlıklarına hemen başlanır.

2 mayıs sabahı, madrid'liler erkenden sarayın kapısına toplanmaya başlar. fransızlar, kraliyet ailesinin madrid'te kalan son üyelerini şehirden götürmeye çalışmaktadır ve bunun ne anlama geldiği herkes tarafından bilinmektedir. gün içinde kalabalık artmaya devam eder. sessiz sedasız süren bekleyişi bir çığlık böler "ihanet! kralımızı götürdükleri yetmiyormuş gibi şimdi de kraliyet ailesinin tamamını görüyorlar!"*. bu çığlığın ardından halk fransız askerlerine saldırır ve madrid sokaklarında gün boyu sürecek olan sokak çatışmaları başlar.

olaylara hazırlıksız yakalanan ispanyollar ellerine geçirdikleri her şeyi silah olarak kullanmaktadır; bıçaklar, dikiş iğneleri, sopalar, hatta balkonlarda duran çiçek saksıları ile fransız askerlerine saldırmaktadır.**

Cuchilleros Sokağındaki çatışmaları gösteren bir ilustrasyon
tam da işlerin rengi ispanyollar lehine dönüyor denildiği sırada, napolyon'un mısır seferinden dönerken yanında getirdiği atlı memlük askerleri devreye girer ve halka karşı inanılmaz bir zalimlikle saldırıya geçer. general murat'ın şehir dışında bekleyen otuz bin kadar askeri de şehre girince ispanyolların yapabileceği hiçbir şey kalmaz. yenilgi kaçınılmazdır. memlüklü saldırısı yine tarafından çizilen ve 2 mayıs adı verilen tabloya yansıtılmıştır***

goya-2 mayıs

general joaquim murat madrid'te kontrolü sağladıktan sonra "dökülen fransız kanı intikam istiyor. ayaklanmaya katılan herkes kurşuna dizilecektir" emrini verir. ve 3 mayıs tablosuna konu edilen kurşuna dizme emri icra edilir.

tarihi altyapı ve olayların gelişimi hakkında yeteri kadar bilgi verdikten sonra artık tablo hakkında teknik bilgilere geçebiliriz. bu amaçla bir kez daha tabloyu ekleyelim.




çizildiği tarih: 1813-1814
teknik: tuval üzerine yağlı boya
orijinal boyut: 268 cm × 347 cm
korunduğu yer: prado müzesi - madrid-

tablo, 2 mayıs 1808 tarihinde gerçekleşen ayaklanma sırasında tutuklananların, 3 mayıs günü sabaha karşı kurşuna dizilmelerini konu ediniyor. tablonun sol tarafında ispanyollar, sağ tarafında ise fransızlar görülüyor. sol ön kısımda, yerde, daha önce kurşuna dizilenler, sol orta kısımda infaz edilmek üzere olanlar ve onların biraz ilerisinde kurşuna dizilmek için sırasını bekleyen ispanyollar görünüyor. fransız askerlerin hemen önünde yere bırakılmış fenerden çıkan ışık ispanyolları aydınlatıyor. fransızların yüzünü göremiyoruz. kalın giyinmelerine bakılırsa infaz sırasında hava oldukça soğuk. infaz edilelmek üzerinde olanların arasında dua eden bir din adamı, askerlerin yüzüne dimdik bakan bir köylü ve yüzünü elleriyle kapayan başka bir kişi var. bunlar arasında en ilgi çekeni kollarını yukarıya kaldırmış olan kişi. ışığı en çok alan bu kişi ülkesi uğruna kendini feda etmeyi simgeliyor. bu kişinin sağ eline iyice yaklaşıldığında avucunun ortasında bir çukur olduğu görülebilir. bu çukur isanın çarmıha gerilerek kendini feda etmesine atıfta bulunuyor. hristiyan inancında isanın kendini insanlar için feda ettiğine inanıldığı düşünüldüğünde goya'nın burada, özgürlük için kendini feda etme anlayışını derinleştirdiğini, vurguladığını düşünebiliriz. din adamının hemen arkasında akışı akan bir kadın görseli bulunuyor. tablodaki tek kadın bu. arka kısımda, uzakta, belirli belirsiz bir kalabalık var. ellerinde meşale taşıyan bu kalabalığın askerler mi yoksa infazları izlemek için toplanan halk mı olduğu belirsiz.


ispanyol iç savaşı sırasında aklı başında ispanyollar zarar görmemesi için tabloyu güvenli bir yere taşımak istemiş, fakat taşıma işini yapan kamyon kaza yapınca tablo hasar görmüştür. bir süre cenevrede misafir edilen tablo, iç savaşın sona ermesinin ardından ispanya'ya geri dönmüş ve restore edilmiştir. ispanyol resminin en önemli parçalarından biri olan bu tablo birçok sanat ürününe esin kaynağı olmuş ve beklenen beklenmeyen bir çok yerde kendini göstermiştir.

luis buñuel'in 1974 yapımlı "özgürlük hayaleti" filmi tablonun gösterilmesinin ardından kurşuna dizilme sahnesinin yeniden canlandırılmasıyla başlar. tablo toplamda iki sahnede görülür. bir gün, ispanyol yönetmenler hakkında bir yazı dizisi başlatırsam baş köşeyi kapacak olan buñuel'in filimlerini izlemenizi tavsiye ederek yazıyı aşağıdaki notlarla sonlandırıyorum. bir sonraki yazıda buluşmak üzere "hasta luego" efendim.



notlar:

* ilk çığlığı atarak kitleyi ajite eden ve olayların fitilini ateşleyen kişi jose blas de molina adında bir anahtar ustasıdır.

** bu olaylar sırasında madrid'te bulunan ispanyol askerleri, fransızların kuklası olan kurulun emrine uyarak kışlalarında kalmışlardır. emre uymayan az sayıda asker halkın yanında fransızlara karşı savaşarak hayatını kaybetmiştir.

*** goya bu tabloları yapmak için kraliyet ailesinden yardım almıştır. kraliyet ailesine "halkımızın bu görkemli direnişini fırçamla resmetmek için müthiş bir istek duyuyorum" yazmış, karşılık olarak ihtiyaç duyduğu malzemeler kendisine verilmiştir.

Acción Poética

Acción Poética

Joyas de America Latina

Joyas de America Latina
Gabriel "Gabo" Marquez